Filed under 100 yıl sonra dünya

Nilüfer Araç’ın Kaleminden 100 Yıl Sonra Dünya

Yol sorarım, ‘300 metre sonra karşına çıkacak’ derler, gözlerimde yine kocaman bir soru işareti ‘keşke yanımda bir mezura olsa. Bakalım, bir adımım kaç santimdi…’ . Aklım, ‘sayılar bir şeylerle kıyaslanırlarsa anlamlılar’ diyor. 100 yılı bu yüzden yaşımla kıyaslayarak düşünebiliyorum. 3 tane 30 yıllık ömrüm artı bir 10 senelik ömür daha,  oldu mu 100 yıl sana … Okumaya devam et

Barış Baykan’ın Kaleminden 100 yıl sonra Dünya!

  Başta çekici gelmişti ama zaman geçtikçe bu başlığın altında ezilmeye başladım. Günlük koşuşturmacanın içinde 100 yıl sonra neler olup biteceğine dair aklıma neredeyse hiçbir şey gelmiyor. İzlediğim bilim-kurgu filmlerindeki sahneleri gözümün önüne getirmeye çalışıyorum, gelmiyor. Gazetelerin eklerinde yayınlanan kehanetleri hatırlamaya çalışıyorum. Teknolojinin nereden nereye geldiğini düşünerek 100 yıl sonra nasıl olabileceğini tahmin etmeye çalışıyorum, … Okumaya devam et

Halil Fide’nin Kaleminden 100 Yıl Sonra Dünya!

  Tarihin orta çocukları olarak önemli bir yer tutmuyoruz. Önemli bir yerimiz ve amacımız yok. Bunu ben değil ulu bilge Tyler Durden söylüyor…   (http://www.youtube.com/watch?v=O1qBhAG3TfM&feature=related)   Her şeyi kopyanın kopyasının kopyası olarak yaşıyoruz. Bizlerde kopyalanan nesnelerin sadece uzantısıyız. Özgün ve tek olmaktan gittikçe uzaklaşıyoruz orta zamanların çocukları olarak..   Kopyalanmanın ürünleri olarak yapaylaşan hayatlarımızda güçlendirdiğimiz hastalıklar ve felaketler rol … Okumaya devam et

Can Ersen Fırat’ın Kaleminden 100 Yıl Sonra Dünya!

Bu konuda yazma fikri geldiğinde önce çağımız hastalığı olan ve büyük bir olasılıkla gelecek çağın yaşam tarzı olacak eş zamanlı işlerin (multi-tasking) yoğunluğunda arada eriyip gitmemesi için ayrı özel bir çaba harcamak zorunda kaldım. Sonra sırada daha da artacağını öngördüğüm düşünmemek eğilimimle yüzleşme vardı; uyuşmak, ekranlarla, algı vericilieri ile uyutulmak istenen beynime sabah sabah iki … Okumaya devam et

Victor Ananias ve 100 Yıl Sonra Dünya

Ben 100 yıl sonra dünya’da bugün ve her zaman olduğu gibi yaratan’ın gücünün hakim olacağına, insan’ın da yine yaratılışındaki sınırlar içerisinde bulunduğu yerden yolculuğuna devam edeceğine inanıyorum. Yaşam şeklinin yüz değil on yıl sonra dahi  hiç hayal etmediğimiz derecede farklı olacağını hissediyorum bir şekilde. Geçtiğimiz on yılda değiştiği gibi, daha hızla değişerek. İlüzyon ve kendini … Okumaya devam et

Bir umut

“Yaşadığımız çağda iyimser diye kime derler? Geleceğin belirsiz olduğunu düşünene derler.” (Russel Crouse ve Howard Lindsay’ın bir oyunundan)   Aslında 100 yıl sonrası değil de 100 yıllık süreç daha önemli benim için. Bu süreçte göreceğimiz sorunlar, nüfus patlaması, kaynakların yetersizliği, eşit olmayan dağılım, zenginleşen ve fakirleşen… Hepsi aynı…   Savaşlar, kıtlıklar, teknolojik gelişmeler, dini ögeler… … Okumaya devam et

Simulacra II

Uygar Özesmi’nin kaleminden 100 Yıl Sonra Dünya! Dünya’nın evrimleri konusunda ilk düşüncelerimi “Simulacra” isimli makalede ele almıştım (1). Burada insanlığa bir üst ölçekten bakarak, insan olmanın ne demek olduğu konusundaki bitmez tükenmez kaygılarımızın bizi nasıl yaratılan ile yaradan arasında sıkıştırdığı ve ne yaparsak yapalım varoluş kibrimizden kurtulmayı başaramayacağımızı düşünmüştüm. Her ne kadar Simulacra I’in pekçok … Okumaya devam et

Güneşin’in Gözünden 100 Yıl Sonra Dünya!

  100 yıl sonrasını bir düşüneyim dedim, 3. yılda takıldım kaldım. Hatta 1. ve 2. yılda da atlaması zor birkaç yer oldu.   Ben doğanın kudretine inan bir kişiyim. Bir kere doğanın bizi dize getirmesi 100 yıl değil çok daha kısa bir zaman alacak diye düşünüyorum.   Böye giderse, çok kısa bir süre içinde açlık, … Okumaya devam et

100 Yıl Sonra Dünya!

1986 yılında PTT tarafından “2000 yılına mektuplar” kampanyası başlatılmıştı. 2000 yılına kadar PTT bünyesinde tutulacak mektuplar 2000 yılında sahiplerine ya da kanuni varislerine teslim edilecekti. Kampanyanın başlamasından bir yıl sonra Ekim 1987’de  “Sn. İlk Türk uzay adamına verilecektir” adı ve adresine bir adet mektup postaya verilmiş.  2000 yılına gelindiğinde adresini arayan bu mektup sahibine ulaşana … Okumaya devam et

100 yıl dediğin ne ki?

100 yıl sonra yazı dizimizin ilk eseri Sunay Demircan’dan geliyor. İyi okumalar!   Ne edeyim ben OECD, FAO, WB verileriyle üretilmiş kehaneti? Geleceği bileceksen, gözünü kapayıp, yaradana sığınacak ve diyeceksin. 100 yıl sonra ne olacak?   Sen olmayacaksın bir kere, o belli. Ama, ‘o ne demiş, bunun neyi n’etmiş’ gibilerin peşinde çaydanlık kaynatanlar hep olacak. … Okumaya devam et