Cambridge Bilinç Deklarasyonu

Hayvan Hakları konusunda çalışan, konuyu yakından takip eden ve bu alanda bir şeyler söylemekte olan herkesin bilmesi gereken bir bildiri geçtiğimiz yaz aylarında 15 bilim insanının imzasıyla yayımlandı. Adına da Cambridge Bilinç Deklarasyonu denildi (ing. The Cambridge Declaration on Consciousness).

 

Deklarasyon temelde insan dışı hayvanların da bilince sahip olduklarının altını çiziyor. Metnin can alıcı kısmı şöyle diyor (Çeviri Zulal Kalkandelen’in sitesinden alınmıştır. Tam makale için – http://www.zulalkalkandelen.com/2012/09/7-temmuz-2012.html):

 

“Aynı noktada buluşan ortak kanıtlar, hayvanlarda nöroanatomik, nörokimyasal ve nörofizyolojik bilinç durumlarının alt katmanlarının var olduğunu ve hayvanların kasıtlı davranışlar gösterme kapasitesi taşıdıklarını göstermektedir. Bunun sonucu olarak, elimizdeki kanıtlara göre, insan, bilinç oluşturan nörolojik altyapıya sahip tek canlı değildir. Aralarında bütün memeliler, kuşlar ve ahtapot gibi birçok canlının da bulunduğu hayvanda bu nörolojik altyapı bulunmaktadır.”

 

Bu girişimi ve imza atan tüm bilim adamlarına saygı duyuyorum. Kendi alanlarında yapabilecekleri en iyi şeyi yapmış durumdalar. Kimi zaman dünyada kararlar sadece böyle bilimselliği kanıtlanmış çalışmalara referansla ilerleyebiliyor. Evinde bir muhabbet kuşuyla yaşayan bir insan belki de bu deklarasyona çoktan vakıf, bu metne gülerek geçiyor ve “şimdi mi öğrendiniz” diyor olabilir. Ama söz konusu üst düzey karar vericiler olduğunda, muhabbet kuşunun insan arkadaşının lafı değil bu tür bilimsel çalışmalar daha etkili oluyor.

 

Kendi bakış açıma gelecek olursam (ki en heyecanla beklediğiniz bölüm bu, biliyorum)! Bence bir canlının bilincinin olması ya da olmaması onun hakkında vereceğim kararlar (yanlış anlamayın, haşa) ya da sahip olacağım düşünceler açısından hiçbir bağlayıcılığa sahip değil. Bence bilinç, evrimsel süreçte o canlılar için gelişmesi gerektiği için gelişmiş bir özelliktir yalnızca. Çitanın hızlı koşmasından, bülbülün güzel şarkı söylemesinden bir farkı yoktur. Bu nedenle tüm canlılar benim için benim kadar kıymetlidir ve eşit haklara sahiptir.

 

Bir canlının, örneğin bir gorilin, insan benzeri bir bilince sahip olması, bilince sahip olan başka bir canlı olarak benim ilgimi çeker, evet. Bu bilinçle birlikte nasıl bir yaşam sistemi, modeli oluşturduğunu görmek elbette farelerin yaşam şeklini öğrenmekten daha ilgi çekicidir benim için. Ama o kadar. Bu durum gorillere daha ayrıcalıklı davranmalıyım duygusunu bende uyandırmaz.

 

Öte yandan, insanlığın toplu hareket eden bir sistem olarak henüz bu düşüncelerin yakınından-uzağından dahi geçmediğinin de farkındayım. Bu nedenle, hayvan hakları konusunda yaşanacak gelişmelerin adım adım elde edileceğini biliyorum (ya da bir gün insanı/gezegeni vuracak bir katastrofi olacak ve her şey toptan değişecek). Bu nedenle bu deklarasyon oldukça önemli. Ve belki de önce şempanzeler, goriller, sonra fareler ve diğer türler insanlar nezdinde hak ettikleri haklarına kavuşacak. Ne yazık ki insan mekanizması günümüzde böyle çalışıyor.

 

Burada asıl soru şu: İnsan neden böyle bir canlı? Kendini tüm canlılardan daha gelişmiş ve zeki olarak görmesine rağmen neden kendine ve diğer canlılara bu şekilde muamelede bulunabiliyor? Yanıt şu soruda saklı olabilir mi: Biz gerçekten de bu gezegenin en gelişmiş canlısı mıyız?

 

Ankara, 22 Ekim 2012

 

Notlar:

Deklarasyonun tam İngilizce metni için: http://fcmconference.org/img/CambridgeDeclarationOnConsciousness.pdf

 

Konu hakkında başka bir yerli makale: http://hayvanozgurluguhareketi.com/2012/08/12/kartezyanizmin-sonu-mu-bilim-adamlari-ortak-deklarasyonla-ilan-etti-hayvanlarin-da-bilinci-var/

 

 

 

1 thoughts on “Cambridge Bilinç Deklarasyonu

  1. Geri bildirim: Hayvanların da bilinci var! E, günaydın… | Yeşil Gazete

Yorum bırakın